Gönül penceresinden bakarken, mantık yolunun üzerinde gördüm umut kuşunu, kalasları tutuşturmaya uğraşıyordu buzların üzerinde. Alev almayacağını bildiği halde bir bekeleyişin çırpınışlarını barındırıyordu.
Gönül penceresi almak istedi yarasını sarmak sitedi, ya da sonsuza kadar büyütmeliydi onu yürek zindanlarına inat. Özgürce yaşatmalıydı duygularını... Yoksa onu terk etmelimiydi? Yok. Hayır! Ümit terkedilir miydi hiç? Papatyanın sadeliği gülün özündeki saflığıyla, yüreklere sığmayan bir sevdayla büyütmeli, engin maviliklere, süzüleceği günü yine onunla ümitle beklemeliydi...
23 Eylül 2010 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder